İzmir PRP

İzmir PRP Tedavisi

PRP Tedavisi Nedir?

PRP (Platelet Rich Plasma), kişinin kendi kanından (otolog) elde edilen, normal kan değerlerine göre çok daha yüksek konsantrasyonda trombosit (kan pulcuğu) içeren plazma sıvısının tedavi amaçlı kullanılmasıdır. Normal şartlarda kanımızda mililitrede yaklaşık 200.000 trombosit bulunurken, PRP işlemi sonucunda elde edilen plazmada bu sayı 1.000.000 ve üzerine çıkarılır. Bu yoğunlaştırma işlemi, trombositlerin içerdiği “Büyüme Faktörleri”nin (Growth Factors) gücünü katbekat artırarak, uygulandığı bölgede güçlü bir onarım sinyali oluşturur.

PRP, herhangi bir ilaç veya sentetik madde içermez. Tamamen kişinin kendi biyolojik materyalinden oluştuğu için “doğal” bir tedavi yöntemidir. Alerji riski veya doku reddi gibi immünolojik reaksiyonlara neden olmaz. Estetik dermatolojiden ortopediye, diş hekimliğinden yara tedavisine kadar geniş bir yelpazede güvenle kullanılmaktadır.

PRP Nasıl Hazırlanır? Aşamalar ve Teknikler

PRP hazırlama süreci, laboratuvar hassasiyeti ve sterilizasyon gerektiren, standart bir protokolü takip eder. İzmir Özel Demiderm Polikliniği’nde uygulanan süreç şu şekildedir:

1. Kan Alımı (Flebotomi): Hastadan, standart bir kan tahlili verir gibi, kol damarından (venöz) yaklaşık 10-20 cc kan alınır. Bu kan, pıhtılaşmayı önleyici özel maddeler (sitrat vb.) içeren, PRP için özel olarak üretilmiş steril tüplere aktarılır.
2. Santrifüj İşlemi: Tüpler, özel bir santrifüj cihazına yerleştirilir. Cihaz, belirli bir hızda (RPM) ve sürede dönerek kanı bileşenlerine ayırır. Bu işlemde yerçekimi kuvvetiyle ağır olan kırmızı kan hücreleri (eritrositler) dibe çökerken, daha hafif olan plazma ve trombositler üstte kalır.
3. Ayrıştırma (Separasyon): Trombositlerin en yoğun olduğu “Buffy Coat” tabakası ve plazma, özel bir teknikle kırmızı hücrelerden ayrıştırılır. Elde edilen bu sarı renkli, trombosit açısından zengin sıvı, PRP’dir.
4. Uygulama Hazırlığı: Elde edilen PRP, enjeksiyona hazır hale getirilir. Bazı durumlarda trombositlerin aktive olması için kalsiyum klorür gibi aktivatörler eklenebilir.

PRP Tedavisinin Etki Mekanizması

PRP’nin tedavi edici gücü, trombositlerin parçalanmasıyla (degranülasyon) açığa çıkan biyoaktif proteinlerde ve büyüme faktörlerinde saklıdır. Bu faktörler şunlardır:

• PDGF (Platelet Derived Growth Factor): Hücre büyümesini, yeni damar oluşumunu ve kolajen üretimini uyarır.
• TGF-Beta (Transforming Growth Factor): Hücreler arası matrisin oluşumunu ve doku onarımını destekler.
• VEGF (Vascular Endothelial Growth Factor): Yeni kılcal damar oluşumunu sağlayarak dokunun kanlanmasını ve beslenmesini artırır.
• EGF (Epidermal Growth Factor): Cilt hücrelerinin yenilenmesini ve yara iyileşmesini hızlandırır.
• FGF (Fibroblast Growth Factor): Doku onarımını ve kolajen sentezini teşvik eder.

Bu faktörler dokuya verildiğinde, vücut o bölgede bir “yaralanma” varmış gibi algılayarak onarım mekanizmalarını maksimum seviyede çalıştırır. Kök hücreleri aktive eder, yeni damar oluşumunu sağlar ve fibroblastları kolajen üretmeye teşvik eder.

PRP Hangi Sorunlarda Kullanılır?

PRP tedavisi, estetik ve dermatolojik alanda çok çeşitli endikasyonlar için kullanılmaktadır:

• Cilt gençleştirme ve anti-aging.
• Saç dökülmesi tedavisi ve saç kalitesinin artırılması.
• Akne izleri (skarlar) ve yara izlerinin tedavisi.
• Güneş lekeleri ve cilt tonu eşitsizlikleri.
• Göz altı morlukları ve torbalanmaları.
• İnce kırışıklıklar ve elastikiyet kaybı.
• Çatlak (stria) tedavisi.
• Lazer veya peeling gibi işlemlerden sonra cildin hızlı iyileşmesini sağlamak için.

PRP Tedavisi Kimler İçin Uygundur?

PRP, genel sağlık durumu iyi olan, trombosit sayısı normal sınırlarda olan ve gerçekçi beklentilere sahip yetişkin bireyler için uygundur. Özellikle kimyasal veya sentetik dolgu maddelerinden çekinen, doğal ve biyolojik bir tedavi arayışında olan hastalar için ideal bir seçenektir.

Cilt Gençleştirmede PRP Uygulaması

Yaşlanma ile birlikte cildimizdeki kolajen üretimi azalır, cilt incelir, nemini kaybeder ve matlaşır. Cilt gençleştirmede PRP, “Vampir Yüz Germe” (Vampire Facelift) olarak da bilinen popüler bir uygulamadır. PRP, cildin dermis tabakasına enjekte edildiğinde fibroblastları uyararak yeni kolajen (Tip 1 ve Tip 3) ve elastin liflerinin sentezini artırır. Bu biyolojik uyarı, cildin sıkılaşmasını, elastikiyetinin artmasını ve ince çizgilerin açılmasını sağlar. Ayrıca cildin nem tutma kapasitesi artarak daha parlak ve canlı bir görünüm elde edilir.

Saç Dökülmesine Karşı PRP Tedavisi

Saç dökülmesi tedavisinde PRP, en etkili destekleyici yöntemlerden biridir. Saç köklerine enjekte edilen büyüme faktörleri, zayıflamış ve küçülmüş (minyatürleşmiş) saç foliküllerini canlandırır. Saçlı derideki kan dolaşımını artırarak köklerin daha iyi beslenmesini sağlar.

Etkileri:

– Saç dökülmesini yavaşlatır veya durdurur.

– Saç telinin kalınlaşmasını ve hacim kazanmasını sağlar.

– Saç ekimi sonrası iyileşmeyi hızlandırır ve ekilen köklerin tutunma oranını (viabilite) artırır.

– Uyku fazındaki (telogen) kökleri büyüme fazına (anagen) geçirir.

PRP ve Kollajen Üretimi: Cilt Yenilenmesi

Kolajen, cildin iskeletini oluşturan ana proteindir. PRP’nin en temel görevi, kolajen üretim merkezi olan fibroblast hücrelerini aktive etmektir. Yapılan çalışmalar, PRP uygulamasından sonra ciltteki kolajen yoğunluğunun belirgin şekilde arttığını göstermektedir. Bu artış, cildin kalınlaşmasını, gözeneklerin sıkılaşmasını ve cildin dış etkenlere karşı direncinin artmasını sağlar. Etki, dolgu maddeleri gibi anlık hacim vermek değil, cildin kalitesini artırarak zamanla gençleşmesini sağlamaktır.

PRP Uygulama Bölgeleri ve Kullanım Alanları

PRP, vücudun hemen hemen her bölgesinde güvenle uygulanabilir:

Yüz: Alın, göz çevresi, yanaklar, dudak üstü, çene.

Boyun ve Dekolte: İnce kırışıklıklar ve sarkmalar için.

El Sırtı: Yaşlılık belirtileri ve hacim kaybı için.

Saçlı Deri: Tüm kafa derisi.

Vücut: Bacak içleri, kollar, karın (çatlak tedavisi için).

PRP Tedavi Süreci ve Seans Planlaması

PRP, tek seansta mucize yaratan bir işlem değildir; kümülatif (birikimli) etki gösteren bir tedavidir.

Başlangıç Kürü: Genellikle 2-3 hafta arayla uygulanan 3 ila 6 seanslık bir kür önerilir.

İdame (Koruma) Tedavisi: Kür tamamlandıktan sonra, elde edilen sonucun korunması ve devamlılığı için 3-6 ayda bir veya yılda bir kez hatırlatma dozları yapılması tavsiye edilir.

PRP ile İnce Çizgi ve Kırışıklık Azaltma

Derin kırışıklıklar için dolgu veya botoks daha uygun olabilirken, yüzeyel ince çizgilerde (özellikle göz çevresi ve dudak üstü) PRP oldukça etkilidir. Cildin yeniden yapılanmasıyla birlikte bu çizgilerin derinliği azalır ve cilt daha pürüzsüz hale gelir. Dermapen (mikro iğneleme) ile kombine edildiğinde kırışıklık tedavisindeki başarısı katbekat artar.

PRP ile Akne İzi ve Leke Tedavisi

Akne izleri (skarlar), cildin iyileşme sürecindeki düzensiz kolajen üretimi sonucu oluşur. PRP, bu bölgedeki doku onarımını düzenleyerek çukurların dolmasına ve izlerin silinmesine yardımcı olur. Leke tedavisinde ise, büyüme faktörleri melanin üretimini dengeleyerek cilt tonunun eşitlenmesine katkı sağlar. Özellikle lazer tedavileriyle birlikte uygulandığında leke tedavisinde iyileşme hızını artırır.

PRP Sonrası İyileşme Süreci ve Bakım Önerileri

PRP, “sosyal hayatı etkilemeyen” (Lunchtime Procedure) işlemler sınıfındadır. İşlem sonrası dikkat edilmesi gerekenler:

– İlk 24 saat uygulama bölgesine su değdirilmemeli ve makyaj yapılmamalıdır.

– İşlem günü sıcak banyo, hamam, sauna ve ağır spor aktivitelerinden kaçınılmalıdır.

– Güneşten korunmaya özen gösterilmeli, yüksek faktörlü güneş koruyucu kullanılmalıdır.

– Uygulama bölgesinde hafif kızarıklık veya küçük morluklar olabilir, bunlar geçicidir.

PRP Tedavisi Ne Zaman Sonuç Verir?

PRP biyolojik bir süreç başlattığı için sonuçlar hemen görülmez. İlk seanstan sonra ciltte bir parlaklık ve canlılık hissedilir (Cinderella etkisi). Ancak asıl yapısal iyileşme, kolajen üretiminin arttığı 3. veya 4. seanstan sonra belirginleşir. Saç tedavisinde ise dökülmenin azalması 3. seanstan itibaren fark edilirken, saç kalitesindeki artış kür bitiminde netleşir.

PRP İşlemi Acı Verir mi?

İşlem, çok ince uçlu (30G) mezoterapi iğneleri ile yapılır. Hastalar genellikle “hafif bir sinek ısırığı” veya “karıncalanma” şeklinde bir his tarif ederler. Dayanılmayacak bir acı değildir. Konforu artırmak için işlem öncesinde cilde lokal anestezik krem uygulanır ve beklenir.

PRP’nin Güvenliği ve Olası Yan Etkiler

PRP, kişinin kendi kanından elde edildiği için yan etki profili en düşük medikal estetik uygulamasıdır. Alerji riski yoktur. Olası yan etkiler sadece enjeksiyon tekniğine bağlı geçici durumlardır:

– Hafif kızarıklık ve ödem (birkaç saatte geçer).

– İğne giriş yerlerinde küçük morluklar (birkaç günde geçer).

– Enfeksiyon riski (steril şartlarda çalışıldığında çok düşüktür).

PRP ve Mezoterapi Arasındaki Farklar

Her iki yöntem de benzer şekilde (enjeksiyonla) uygulanır ancak içerikleri farklıdır.

Özellik	PRP (Trombositten Zengin Plazma)	Mezoterapi
İçerik	Kendi kanınızdan elde edilen büyüme faktörleri.	Dışarıdan hazırlanan vitamin, mineral, hyalüronik asit kokteyli.
Kaynak	Otolog (Doğal/Sizden).	Sentetik/Bitkisel Karışım.
Etki Mekanizması	Hücre yenilenmesi ve onarım.	Eksikleri yerine koyma ve besleme.
Kullanım	Doku onarımı ön plandadır.	Cilt beslenmesi ve nemlendirme ön plandadır.

Kombine Tedaviler: PRP + Dermapen / Mezoterapi

PRP’nin etkinliğini artırmak için en sık kullanılan yöntem kombine tedavilerdir. Dermapen (mikro iğneleme) ile ciltte binlerce mikro kanal açılır ve üzerine PRP sürülür. Bu sayede PRP’nin emilimi %300’e kadar artırılır. Ayrıca mezoterapi ile PRP’nin dönüşümlü uygulanması, cildin hem onarılmasını hem de vitaminlerle beslenmesini sağlayarak sinerjik bir etki yaratır.

PRP’nin Anti-Aging Tedavilerindeki Yeri

Anti-aging dünyasında PRP, “koruyucu ve onarıcı” bir tedavi olarak konumlanır. Botoks veya dolgu gibi anlık şekil değişikliği yapmaz; bunun yerine cildin biyolojik yaşını geri çekmeye çalışır. Yılların getirdiği yıpranmayı onarır ve yaşlanma sürecini yavaşlatır. Doğallıktan yana olanlar için en iyi anti-aging yatırımıdır.

PRP Tedavisi Hangi Yaş Aralığı İçin Uygun?

PRP için kesin bir yaş sınırı yoktur.

20-30 Yaş: Akne izleri, genetik saç dökülmesi başlangıcı veya koruma amaçlı.

30-50 Yaş: İlk yaşlanma belirtileri, ince çizgiler ve cilt kalitesini artırmak için.

50+ Yaş: Derinleşen çizgiler ve elastikiyet kaybı için destekleyici tedavi olarak.

Hamilelik ve Emzirme Döneminde PRP Uygulanır mı?

PRP doğal bir işlem olsa da, hamilelik döneminde hormonal dengeler ve bağışıklık sistemi değiştiği için uygulanması genellikle önerilmez. Emzirme döneminde ise, lokal anestezik kremlerin kullanımı dışında PRP’nin süte geçme veya bebeğe zarar verme riski yoktur; ancak yine de doktor onayı ile yapılması en doğrusudur.

PRP Tedavisinin Kalıcılığı ve Etki Süresi

PRP ile elde edilen iyileşme kalıcıdır; yani onarılan doku tekrar eski haline hemen dönmez. Ancak yaşlanma süreci devam ettiği için, cildin veya saçın zamanla tekrar desteğe ihtiyacı olacaktır. Düzenli yapılan idame seansları, etkinin yıllarca sürmesini sağlar. Yaşam tarzı (sigara, beslenme, uyku) kalıcılığı etkileyen en önemli faktördür.

PRP Tedavisi Kimlere Uygun Değildir?

• Trombosit sayısı çok düşük olanlar (Trombositopeni).
• Aktif kanser tedavisi görenler.
• Kan sulandırıcı ilaç kullananlar (Doktor kontrolünde bırakılamıyorsa).
• Uygulama bölgesinde aktif enfeksiyonu olanlar.
• Kronik karaciğer hastalığı olanlar.

PRP Yaptırmadan Önce Bilinmesi Gerekenler

PRP Fiyatları ve Etkileyen Faktörler

PRP tedavisinin fiyatları; kullanılan kitin markasına ve kalitesine, seans sayısına, uygulama bölgesinin genişliğine ve kombine edilen diğer işlemlere göre değişiklik gösterir. Sağlık Bakanlığı yönetmelikleri gereği web sitesi üzerinden fiyat bilgisi verilmesi uygun değildir. Size özel tedavi planı ve fiyatlandırma için İzmir Özel Demiderm Polikliniği’ne başvurarak ücretsiz analiz yaptırabilirsiniz.